Alvin Plantinga’nın Döngüsel Akıl Yürütmesi
Alvin Plantinga’ya göre tanrı inancı gerekçelendirilmiştir. Yani tanrı inancı yıldızların çift olduğuna inanmak gibi gerekçesiz bir inanç değildir. Plantingaya göre gerekçelendirilmiş bir inanç şu özellikleri taşımalıdır:
Plantinga’ya göre, bir inanç gerekçelendirilmişlik taşırsa, bu inanç bilgiye dönüşebilir. Bir inancın gerekçelendirilmişlik taşıması için şu koşullar gereklidir:
- Bilişsel yetiler doğru şekilde işliyor olmalıdır: Yani, inancı oluşturan bilişsel süreçler düzgün çalışmalıdır.
- Bu bilişsel yetiler, doğru inançları üretmeye yönelik bir tasarıma sahip olmalıdır: İnanç üretme süreçleri, doğru inançlar üretmeye uygun şekilde tasarlanmalıdır.
- Bilişsel çevre, bu yetilerin doğru çalışmasını desteklemelidir: Yani, bu bilişsel süreçlerin doğru çalışması için uygun bir çevre gereklidir.
Plantinga, bu koşullar altında oluşan inançların warrant taşıyacağını savunur. Bu bağlamda, Tanrı’nın varlığı, bilişsel yetilerimizin doğru işleyişinin bir temeli olarak kabul edilir
Tanrı varsa → Tanrı bize “sensus divinitatis” vermiş.
(tanrıyı algılama özelliği)
Bu yeti hastalık/bozukluk yoksa düzgün bir şekilde çalışıyor.
Sensus divinitatis belirli durumlarda aktive oluyor:
Ölüm karşısında
Doğanın güzelliğini görünce…
Eğer tanrı var ise üç koşulda sağlandığından tanrı inancı gerekçeli bir inançtır.
Kendini doğrulayan bir sistem ile geldiğini iddia eden birine sadece şu soruyu sorarım: bunları nasıl biliyorsun?
Bu inanç-bilgi ayrımının ne kadar dar ve spesifik bir çerçeve olduğu tartışmasına girmeksizin, döngüsel akıl yürütme hatasının nasıl ortaya çıktığını net bir şekilde analiz edelim. Plantinga’nın bütün bu akıl yürütmelerinin kaynağı kendi aklı ve mantığıdır. Eğer değilse bu akıl ve mantık dışıdır. Öyle ise önermelerin kaynağı olan: akıl ve mantığın doğru olması gerektiği önermelerde gösterilmeyen gizli bir varsayımdır. Bunu eklediğimizde Plantinganın argümanı şu şekilde olacaktır.
Akıl ve mantık doğru ise:
Tanrı varsa → Tanrı bize “sensus divinitatis” vermiş.
(tanrıyı algılama özelliği)
Bu yeti hastalık/bozukluk yoksa düzgün bir şekilde çalışıyor.
Sensus divinitatis belirli durumlarda aktive oluyor:
Ölüm karşısında
Doğanın güzelliğini görünce…
Eğer tanrı var ise üç koşulda sağlandığından tanrı inancı gerekçeli bir inançtır.
Bu başlı başına saçmalıktır çünkü akıl ve mantığın doğru olduğu zaten en başında varsayılmıştır. “Akıl ve mantık doğru ise akıl ve mantık doğrudur” denilmektedir. Ve ortada söylenen yeni hiçbir şey yoktur, döngüsel bir akıl yürütmedir. Eğer burada akıl ve mantığın doğru olmasının ne demek olduğunu anlayamıyorsanız, oraya akıl ve mantığın doğru olmasından Plantinga’nın ne anladığını yazalım ve argüman şu şekilde olacaktır:
Bilişsel yetiler doğru şekilde işler.
Bu bilişsel yetiler, doğru inançları üretmeye yönelik bir tasarıma sahiptir.
Bilişsel çevre, bu yetilerin doğru çalışmasını destekler.
Öyle ise;
Tanrı varsa → Tanrı bize “sensus divinitatis” vermiş.
(tanrıyı algılama özelliği)
Bu yeti hastalık/bozukluk yoksa düzgün bir şekilde çalışıyor.
Sensus divinitatis belirli durumlarda aktive oluyor:
Ölüm karşısında
Doğanın güzelliğini görünce…
Eğer tanrı var ise üç koşulda sağlandığından tanrı inancı gerekçeli bir inançtır.
Yani Plantinga gösterdiği bu üç koşulu, argümanı oluştururken zaten kullandığından aslında söylediği hiçbir yeni bir şey yoktur. Burada önermede yoktur. Döngüsel akıl yürütme vardır.