“Her şeyin Teorisi” Haddizatında Neyi Gösterir ve Her şeyin Teorisi Ne Olmalıdır?
Ek Olarak: Fizik yasalarını birbirlerine göre daha doğru yapan nedir?
“Her şeyin Teorisi” Nedir?
Fizikçiler doğadaki sistemleri açıklayan matematiksel teoriler geliştirdiler. Bu sistemlerden bazılarına doğru bazılarına ise yanlış dediler. Bunu neye göre yaptıklarını açık etmek için Newton fiziği ile Einstein fiziğine kıyas yapalım.
Newtoncu kütle çekim kuvvetinin formülasyonu:
F = G × m1 × m2 r2
Einsteincı kütle çekim kuvvetinin formülasyonu:
Gμν = 8 × π × G c4 × Tμν
Newton’un denklemi veya aynı mantıktan türeyen Lagrange denklemleri gibi denklemler mühendislik hesaplamalarında ve uygulamalarında yaygın olarak kullanılır. Ancak buna rağmen Einstein kütle çekim denkleminden, Newtoncu denkleme göre “daha doğru”, ” doğru” veya “kapsamlı” gibi ifadelerle söz edilir. Bu iki teori arasındaki “doğruluk” farkını anlamak için nerede farklı olduklarına bakmak gerekecektir.
Gözlemler ve Kapsam:
Einstein ve Newton denklemleri arasında bir çok fark olsada, bir kaç fark göstermek incelememiz için yeterli olacaktır…
Newton kütle çekim denklemi çekimi kütleler arasında anlık etki eden bir kuvvet olarak tanımlar; yani çekim etkisinin yayılma hızını sonsuz kabul eder ve ışık hızı (c parametresi) yoktur. Oysa gözlemler, çekimin ışık hızında yayıldığını gösterir. Einstein’ın denklemi, c ile bu yayılma hızını sınırlar ve enerji-momentum tensörü Tμνile sadece kütle değil enerji, momentum ve basıncı da hesaba katar.
“Her şeyin Teorisi”
Yani en nihayetinde Einstein kütle çekimini fizikçilere göre daha doğru yapan daha fazla olayı açıklayıp selefine göre daha kapsamlı oluşudur. Burada açıklamaktan anlaşılması gereken tahmin etmektir. Tahmin etmek sistemin gelecek durumu hakkında önceden bilgi vermek veya tam tersi bir zaman süreciyle geçmiş durumu hakkında bilgi vermektir. Fizik ile ilgilenen bazı okuyucular kuantum fiziğinin iddialarından dolayı, açıklamaktan anlaşılması gerekenin tahmin etmek olması üzerine rahatsızlıklarını dile getireceklerdir. Ancak kuantum fiziğinin iddiası olan ve bazı sistemlerde sükse eden tahmin belirsizliği, bir tahmin edememe süreci değildir. Kuantum fiziğine göre belirsizlik, belirlenmiş bir durumdur ve tahminin bizatihi kendisi zaten o “belirsiz” denilen durumda oluşudur. Burada belirsizlik yerine sistem için “farklı bir durumdadır” derseniz bile kuantum fiziği yine modellenebilecektir.
Öyle ise en nihayetinde bir daha halefine ihtiyaç duymayacak teori her şeyi açıklayan ve kapsayan ve tahmin eden teori yani “her şeyin teorisidir.”
*******************************************************************************
*******************************************************************************
*******************************************************************************
*******************************************************************************
*******************************************************************************
*******************************************************************************
*******************************************************************************
*******************************************************************************
*******************************************************************************
*******************************************************************************
*******************************************************************************
“Her şeyin Teorisi”nin Kederi
Bir önceki bölümden sonra artık “Her şeyin Teorisinin” neler yapabileceğine hakim olduk. Bu teori ile her şeyi tahmin edebilir, her parçacığın durumunu bilebilir ve her şeyi kapsadığından her alanda kullanabiliriz. Bu teori elimize geçtiğinde artık hayır bu dedikleriniz yanlış bakın bu temel parçacıklarınızdan daha küçük parçacıklar var ve bunlar “sicimlerdir” gibi ihtilaflar olmayacaktır. Çünkü artık açıklanamayan bir şey kalmadığından yanlışlanamayacaktır. Yanlışlanamayacak mıdır? Bir inatçı çıkıp da tek bildiğim hiçbir şey bilmediğimdir – bütün dünya ben var olduğum için var – bu dünya gerçek değildir gibi iddialarla hala ihtilaf yapabilecektir. Her şeyin teorisinin bütün ihtilaflara cevabı varken kendisini varsayımlarıyla alakalı hiçbir ihtilafa cevabı olmayacaktır. O başlangıcında mantığın ve gözlemin doğru kabul edildiği bütün iddialara cevap verebilecektir. Ancak bunların bizatihi kendisiyle alakalı bir iddası olamayacaktır. Öyle ise cümlemiz şuna dönüşecektir: Çünkü artık açıklanamayan bir şey kalmadığından fizik yöntemiyle yanlışlanamayacaktır.
Şayet gerçek dünya bu dünya ise: Gerçek Dünya Masalı
Her şeyin teorisi gerçeğin bir teorisi olacaktır. Gerçek ile alakalı her şeyi açıklarken ancak geçen paragrafta bahsettiğimiz gibi kendi varsayımlarını açıklayamayacaktır. Onun bu varsayımlarını meşru kılacak bir güç gerekir. Bu ya kendi tuzaklarına düşen kutsal bir ruh olarak sınıflandırılmaya çalışıp sorun ötelenecek. Veya kendine mahsus olan ve yine kendini tasdikleyen bir fenomen olacaktır. İkincisinin tuzağa düşmemesinin sebebi, sebebinin açıklanmaya ihtiyaca olmayacak kadar fundamental ve varoluşdan gelmesi olacaktır. Ancak bununda “her şeyin teorisini” meşrulaştıracağınıda kim söylemiş? Şayet meşrulaştırsa o zaman bu mevzunun daha kapsamlı ele alınması gerekebilir.
İhtilaflar devam edecek, felsefe ve bilgi problemi devam edecek, fundamental ontoloj i devam edecektir. Hatta bu” her şeyin teorisinin” gerçek dünya ile ilgili felsefi bir iddiası olmadığından kendisinin kapsamı idealistler tarafından küçültülecektir. Bu meşru olmayan teori, meşru olmadığından gerçeğin iddiasından çekilecek ve kendini ontik bir kapsama sıkıştıracaktır. Geriye kalan tek özelliği ise bu ontiklik içerisinde gelecek tahminleri yapmak ve modellemek olacaktır. Ancak bubunla yapılan tahminler eski yanlış fizik teorilerinden ihmal edilecek kadar az farklı sonuçları olduğundan ve hesaplama güçlüğünden hiçbir zaman kullanılamayacaktır.
Vaziyet böyle ise “her şeyin teorisinin” kaşiflerinin motivasyonu nedir?
Bu kutsal göreve burun kıvıranlar müvelles bir durumda kendine referans verip durmakta mıdırlar?
Bazen gerçektende insan hiçbir şey olmadanda bu bütün ihtilafçı aptallara tamamen saçmalık diyebilmeli midir?
“Her şeyin Teorisi” veya idealist bir atom teorisi, dünya haddizatında şöyle yada böyle devinmektedir. Varlık aslında şudur ve şu ise kendinden anlaşılan şeydir. Dünyayı oluşturan ilk neden nedir? -Nedene gerek yoktur çünkü zaman yokken nedene ihtiyaç yoktur. Evet dünya açıklanıyor nedenler belirilmiyor. Ama benim bilmem için bir nedene ihtiyaç gerekiyor. Bilemeyiz deyip kestirip atınca düşünceyi bilinenler ve bilinmeyenler diye bölüp bilemediğim şeyleri bilemediğimi görüyorum. Öyle ise haddizatında “her şeyin teorisi” ne olmalıdır?
Her şeyin Teorisi Ne Olmalı?
Coming soon — in a future far enough to forget, or perhaps never at all.